Prof. Dr. Uğur Özgöker, CNN Türk’te yayınlanan “Ne Oluyor?” programında, Gazze krizi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) karar taslağı üzerinden uluslararası sistemin meşruiyet krizini kapsamlı biçimde değerlendirdi. Özgöker’e göre, Gazze’de yaşanan insani felaket, yalnızca bölgesel bir mesele değil, küresel düzenin adalet mekanizmalarının çöküşünün sembolüdür. BMGK’nın veto sistemine dayalı yapısının, özellikle ABD’nin tek taraflı tavırları nedeniyle etkisizleştiğini vurgulayan Özgöker, “uluslararası hukuk artık güçlülerin çıkarına hizmet ediyor” diyerek mevcut düzenin sürdürülemezliğini öne çıkardı.

Konuşmasında, Batı dünyasının çifte standardına dikkat çeken Özgöker, Ukrayna’da insan hakları söylemini merkeze alan ülkelerin, Gazze’de aynı duyarlılığı göstermediğini belirtti. Avrupa Birliği’nin sessizliğini “ahlaki iflas” olarak niteleyen Özgöker, Türkiye’nin bu süreçte hem insani yardım hem de diplomasi açısından kilit bir rol üstlendiğini ifade etti. Ona göre, Ankara’nın “denge politikası” yalnızca diplomatik bir duruş değil, aynı zamanda bölgesel barışın inşasında alternatif bir model oluşturma çabasıdır.

Özgöker ayrıca, İsrail’deki iç politik dinamiklerin de krizin gidişatında belirleyici olacağını dile getirdi. Netanyahu hükümetinin savaş stratejisinin, yaklaşan iç seçimlere yönelik politik hesaplarla şekillendiğini savundu. Bu bağlamda “Netanyahu üç ay içinde seçime gidebilir” öngörüsünde bulunarak, İsrail iç siyasetinde yaşanacak bir değişimin bölgesel barış arayışlarını doğrudan etkileyeceğini belirtti.

Programda, Orta Doğu’da güç dengelerinin yeniden şekillendiğine dikkat çeken Özgöker, ABD’nin bölgedeki nüfuzunun zayıfladığını, buna karşılık Çin, Rusya ve bölgesel aktörlerin daha belirleyici bir konuma yükseldiğini ifade etti. Bu durumun, Soğuk Savaş sonrası tek kutuplu düzenin sona erdiğinin göstergesi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin ise bu çok kutuplu dünyada jeopolitik konumu itibarıyla stratejik bir merkez ülke haline geldiğini ve bu avantajı “bağımsız dış politika” ile desteklemesi gerektiğini söyledi.

Son olarak, Prof. Özgöker konuşmasında uluslararası kurumların yeniden yapılandırılması çağrısında bulundu. BM ve NATO gibi kuruluşların 20. yüzyılın koşullarına göre tasarlandığını, ancak 21. yüzyılın gerçeklerine artık yanıt veremediğini belirtti. Adil, temsili ve çok taraflı bir küresel yönetişim modeline geçilmedikçe hem Gazze benzeri trajedilerin hem de büyük güç rekabetinin süreceğini dile getirdi. Özgöker’in değerlendirmesi, Türkiye’nin dış politikadaki stratejik özerkliğini güçlendirmesi gerektiği yönündeki vizyonunu bir kez daha ortaya koydu.