Adalara İsrail Füzeleri ve Küresel Savaş Tehdidi: Prof. Dr. Uğur Özgöker’in Analizi
A Haber ekranlarında yayınlanan “Aklın Yolu” programına konuk olan Prof. Dr. Uğur Özgöker, küresel güvenlik dengelerini sarsan gelişmeleri ve Türkiye’nin etrafında şekillenen tehditleri çarpıcı tespitlerle değerlendirdi. İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Doğu Akdeniz’de oluşturmaya çalıştığı “mini NATO” benzeri yapının, kağıt üzerinde Türkiye’yi hedef alıyormuş gibi görünse de sahada stratejik bir karşılığı olmadığını vurguladı. Özgöker, uluslararası hukuka ve garantörlük anlaşmalarına atıfta bulunarak, Kıbrıs’ta Türkiye’nin onayı olmadan üçüncü bir ülkenin askeri varlık göstermesinin hukuken mümkün olmadığını, 2.500 kişilik sembolik bir gücün de Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında bir tehdit oluşturamayacağını net bir dille ifade etti.
Özgöker, Rusya-Ukrayna savaşı ve Batı’nın stratejileri üzerine yaptığı analizlerde, Putin’in “Savaşı Batı başlattı” tezine katıldığını belirtti. 1990’lı yıllarda Almanya’nın birleşmesi sırasında Sovyetler Birliği’ne verilen “NATO doğuya doğru genişlemeyecek” sözünün tutulmadığını hatırlatan Özgöker, Batı’nın askeri, ekonomik ve siyasi sınırlarını adım adım Rusya’nın kapısına kadar dayandırdığını söyledi. Bu bağlamda, Rusya’nın Ukrayna hamlesini ve Kaliningrad konusundaki hassasiyetini, kendisine yönelen kuşatmaya karşı bir “varoluşsal refleks” olarak yorumladı. Özgöker’e göre, eğer bir 3. Dünya Savaşı çıkacaksa, bunun fitili büyük olasılıkla Rusya ile NATO toprağı arasında sıkışmış olan Kaliningrad ve Suwalki Koridoru üzerinden ateşlenecek.
Programın ekonomi ve küresel güç dengeleri bölümünde ise Özgöker, ABD ve İngiltere’nin altın rezervleri ile küresel finans sistemindeki rollerini sorguladı. Özellikle Almanya’nın altın rezervinin İngiltere’nin on katından fazla olmasını, Londra’nın finans merkezi kimliğiyle çelişkili bulduğunu ima etti. Ayrıca, Türkiye’nin Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminin dışında bırakılma çabalarına değinerek, Yunanistan ve İsrail’in askeri işbirliklerinin arkasında yatan asıl nedenin Türkiye’nin bölgesel gücünü sınırlamak olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Özgöker, Rusya’nın olası bir Avrupa saldırısı senaryosunu ise “gerçekçi olmayan bir korku pompalaması” olarak değerlendirdi. NATO’nun ABD ve Türkiye olmadan askeri bir hiç olduğunu savunan Özgöker, Rusya’nın hedefinin Avrupa’yı işgal etmek değil, kendi sınır güvenliğini ve tarihsel etki alanlarını korumak olduğunu dile getirdi. Özgöker’in analizleri, bölgedeki askeri hareketliliğin sadece bugünü değil, gelecekteki olası bir küresel çatışmanın da habercisi olabileceğine işaret ediyor.
