Prof. Dr. Uğur Özgöker, uluslararası ilişkilerde son dönemde hızla tırmanan ABD-Rusya gerilimini ve iptal edilen Trump-Putin zirvesinin arka planını değerlendirdi. Özgöker’e göre bu kriz, iki ülke arasındaki derin stratejik rekabetin yeni bir döneme girdiğini gösteriyor. Washington’un Avrupa ve Asya’da genişleyen etkisine karşı Moskova’nın sert hamleleri, özellikle enerji ve güvenlik politikalarında yeni kutuplaşmaların sinyalini veriyor.

Programda Özgöker, ABD’nin iç siyasetindeki belirsizliklerin de dış politikaya doğrudan yansıdığını, Beyaz Saray’da yaşanan yönetim çatışmalarının küresel karar mekanizmalarını etkilediğini vurguladı. “Kaçak inşaat” tartışması olarak anılan Beyaz Saray’daki kriz, sembolik olarak Amerikan sisteminin içten çürüdüğünü ve kurumsal krizlerin artmakta olduğunu gösteriyor.

Ayrıca Özgöker, Ukrayna savaşının jeopolitik sonuçlarını değerlendirirken, Batı’nın Rusya’yı ekonomik olarak zayıflatma stratejisinin uzun vadede Çin-Rusya eksenini güçlendirebileceğine dikkat çekti. Bu durumun NATO içinde de yeni fay hatları yaratabileceğini belirtti. Türkiye’nin bu süreçte denge politikası izlemesinin önemine değinen Özgöker, Ankara’nın hem bölgesel barış hem de enerji güvenliği açısından kilit rol oynadığını ifade etti.

Son bölümde, Ortadoğu’daki gelişmeler ve ABD’nin Gazze politikasına da değinen Özgöker, Washington’un bölgedeki çifte standardının giderek daha görünür hale geldiğini belirtti. Türkiye’nin insani diplomasi çabalarının uluslararası arenada değer kazandığını söyleyerek, çok kutuplu yeni dünya düzeninde Türkiye’nin stratejik ağırlığının arttığını vurguladı.