Prof. Dr. Uğur Özgöker’in Değerlendirmesi
Programda Suriye’deki yeni gerilim hattı, Şam yönetiminin SDG’ye (Suriye Demokratik Güçleri) yönelik “Kılıçla geliriz” açıklaması ve bu söylemin bölgesel dengelere etkileri tartışılmıştır. Prof. Dr. Uğur Özgöker, bu çıkışın yalnızca askeri bir tehdit değil, bölgesel güçler arasında yeniden şekillenen ittifakların da habercisi olduğunu belirtmiştir.
Özgöker’e göre, Esad yönetimi ABD’nin bölgedeki zayıflayan etkisinden yararlanarak hem iç kamuoyuna güç mesajı vermek hem de Türkiye’yi diplomatik baskı altına almak istemektedir. Bu durumun, Rusya ve İran’ın yönlendirmesiyle geliştirilen bir stratejik ileti hamlesi olduğunu savunmuştur.
Türkiye açısından, bu söylemin sınır güvenliği ve terörle mücadele politikaları açısından dikkatle okunması gerektiğini ifade eden Özgöker, Ankara’nın hem Şam’la hem de Washington’la temaslarını denge politikası çerçevesinde sürdürmesinin zorunlu olduğunu vurgulamıştır. Suriye’deki dengelerin artık yalnızca askeri değil, diplomatik ve ekonomik faktörlerle de şekillendiğini belirtmiştir.
Özgöker ayrıca, ABD’nin bölgede SDG’ye verdiği desteğin Türkiye-Suriye normalleşme sürecini zorlaştırdığını, ancak Rusya’nın bu süreci hızlandırmak istediğini söylemiştir. Ona göre, bu tablo “çok kutuplu bir Suriye satrancı” yaratmıştır; Türkiye, bu oyunda hem güvenlik kaygılarını korumalı hem de enerji koridorları ve yeniden inşa süreçlerinde aktif rol almalıdır.
Son olarak, Prof. Dr. Uğur Özgöker, bölgedeki gerginliğin yalnızca Suriye ile sınırlı olmadığını, Gazze ve Irak dosyalarıyla bağlantılı olarak genişleyen bir Ortadoğu rekabetinin parçası olduğunu vurgulamıştır. Türkiye’nin, bu dönemde barış diplomasisini güçlendiren ama caydırıcılığını da koruyan bir strateji izlemesinin önemini dile getirmiştir.
